14 Mayıs 2010 Cuma

Kişisel Stratejik Planlamanın Yararları ve Sürekli Gelişimle İlişkisi


Gelişme canlılığın temel yasasıdır. Dökmen (2000: 299), yarına kalma uğraşımızın ilki iki ayağının varolmak ikincisinin ise gelişmek olduğunu söyler. Ona göre, varolmak ile gelişmek ayrılmaz bir bütündür ve sürekli ve karşılıklı etkileşim içindedir. İnsanın gelişme sürecini dört temel öğe etkiler:

1. Olgunlaşma (Biyolojik Büyüme) ve Öğrenme. Çevrenin etkisinden büyük ölçüde bağımsız, biyolojik büyüme demek olan “olgunlaşma”, öğrenmeyle birleştiğinde “gelişme” ortaya çıkar.

2. Yaşam Bilgisi: Temel ve Genel Bilgiler. Bir zihinsel etkinlik olan öğrenmenin ürünü elde edilen bilgidir. Bilgi temel yaşam bilgileri ve genel yaşam bilgileri olarak ikiye ayrılabilir. İlki hayatta kalmayla ilgili temel bilgiler iken, ikincisi yaşam kalitesini yükselten bilgilerdir. Elbette bilginin içselleştirilmesi, uygulamaya dönüştürülebilmesi, analiz ve sentez edilebilmesi gerekir.

3. Gelişme Güdüsü. Değişme her zaman gelişme niteliğini taşımaz. Gelişme iki şekilde olur; değişim rüzgarına kapılarak ve bilinçli olarak değişerek. Gelişme güdüsü üç basamaklıdır; Yeniyi reddetmek-Yeniyi alma isteği-Yeniyi üretme isteği. İnsanın gelişmesini engelleyen üç faktör vardır: Gelişebileceğini bilmemek, değişmekten korkmak, ortamın yetersizliği.

4. Kendiliğindenlik ve Yaratıcılık. Bu iki öğe olmadan gelişme mümkün olmaz. Bir nesnenin, bir kavramın alışılmış amacı dışında kullanılması, iki kavram arasında yepyeni bir ilişki kurulması yaratıcılıktır. Kendiliğindenlik, iradeyle hareket etmek demektir.

Sürekli gelişme gerek örgütler gerekse kişiler için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Örgütlerin sürekli gelişmesi ile ilgili olarak doktrinde açıklamalarla (Peker, 1995), kişisel gerçekliliklerin birlikte değerlendirilmesiyle şunlar söylenebilir:

Kişiler içinde bulundukları çevre ile sürekli etkileşim halindedirler. Yakın ve uzak çevrelerinde yaşanan sürekli ve hızlı değişimin kişileri etkilemesi kaçınılmazdır. Kişiler, varlıklarını devam ettirebilmek, gelişebilmek ve yaşamda iyi bir yer tutabilmek için çevrelerindeki değişiklikleri yakından izlemek ve gerekli değişiklikleri yaparak değişimi yakalamak zorundadırlar. Değişime uyum sağladığı, değişimin getirdiği etkileri kendi lehine kullanabildiği sürece kişi, yükselme imkanına sahiptir.

Kişiler de hem yakın çevresinin (aile, akraba, arkadaşlar vs) hem de uzak çevrenin (ülkedeki ekonomik, toplumsal değişmeler, uluslararası gelişmeler vb.) etkisi altındadırlar. Çevre hem örgütleri hem de kişileri değişmeye zorlar. Değişme kaçınılmazdır ve değişime uyum göstermeyenler yok olma tehlikesi altındadırlar.

Kişisel gelişim, daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşmak için, kişinin, temel ilke ve değerlerini koruyarak, değişime uyum sağlayabilmesi, tehditleri fırsatlara, zayıflıklarını güçlülüklere dönüştürebilmesi için yakın ve uzak çevreyi sürekli izlemesi, gerekli uyumu zamanında yapması bakımından kendi kendini sürekli yenilemesi sürecidir.

Kişinin kendini geliştirilmesini gerektiren nedenleri, yönetimin geliştirilmesi nedenlerinden ilhamla (Peker, 1995: 16), şu biçimde açıklayabiliriz:

a. İhtiyaçlar, beklentiler ve sorunlar sürekli artmaktadır. Sınırlı ihtiyaca ve beklentiye uygun bir yapıya sahip olan kişinin ihtiyaçlarının ve kişiye duyulan beklentilerin niteliğinin ve niceliğinin artması durumunda yapısal değişiklik gereği doğar.
b. Sorunların çözümünde gereken bilgi ve becerilerin çeşidi kişinin potansiyelini geliştirmesini, imkan ve kabiliyetlerini arttırmasını gerekli kılar.
c. Yeni teknoloji, donanım ve bilgilerin ortaya çıkması, kişinin yaşam tarzında köklü değişiklikler yapılması zorunluluğunu ortaya çıkarır.
d. Çevrenin kişide aradığı niteliklerin değişmesi ve genellikle artması da kişinin kendini geliştirme nedenlerinden biridir.
e. Toplumsal düşünce şekillerinde meydana gelen değişikliğe bağlı olarak kişilerin sahip olması beklenen yetenek ve değerlerde olan değişme kişinin kendini yenilemesini gerekli kılar.
f. Kişinin yaşamında ani ve derin sarsıntılar yaratan psikolojik, sosyal, ekonomik, duygusal ve benzeri bunalımlar gibi olağanüstü dönemlerin koşullarına uydurmak ve bu dönemler sonunda normal koşullara dönüş için kişinin yaşama bakışında ve davranışlarında geniş değişiklikler ve düzenlemeler yapılmasını gerektirir.
g. Kişinin alışkanlıkları, bağımlılıkları, yanlış seçimlerini sonuçları ile yaşamının kontrolünü kaybetmesi durumunda, yeniden özgürlüğünü kazanması için kendini değiştirme ve geliştirme zorunluluğu hissedebilir.
h. Sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda büyük atılımlar yapmak ve bu atılımları geniş ölçüde kendi imkanlarıyla gerçekleştirmek zorunda bulunan kişiler, kendilerini geliştirme zorunluluğu hissederler.
i. Kişi değişme ihtiyacı duymasa dahi, yakın çevresindeki kişilerin, toplumsal çevresinin onun değişmesi konusunda istekleri kişiyi değişime ve gelişime zorunlu tutabilir.

Kişinin, kendi ilke ve değerlerine, yaşam felsefesine, çevrenin beklentilerine uygun bir yaşam sürmesi, toplumda bir saygınlık kazanması, kazandığı saygınlığı sürdürebilmesi, yaşama tutunabilmesi için, tutum ve davranışlarında, iş yapma biçiminde, yetenek ve becerilerinde, amaçlarında, çevresi ile olan ilişkilerinde sürekli gelişme sağlanmalıdır.

Özetle, kişiler çevre ile etkileşim içindedirler ve çevre de sürekli değişmektedir. Sürekli değişen bir çevrede var olabilmek, potansiyelini gerçekleştirebilmek, amaçlarını gerçekleştirebilmek, başarı kazanabilmek için değişiklikleri yakından izlemek ve iç bünyesinde gerekli değişiklikleri yaparak değişimi yakalamak zorundadırlar. Bir kişi için günümüzde değişikliğe uyum sağlamak da yetersiz kalmakta çevresine yenilikler ve değişiklikler getirebilen yani değişim kaynağı olan kişiler yüksek verimliliğe ve güce ulaşabilmektedirler. Bu durumu da ancak sürekli bir yönetimi geliştirme süreci ile yakalayabilmektedirler.

Bu bağlamada stratejik yönetim anlayışı, belirsiz, değişken ve oldukça riskli bir çevrede kişiye belirli bir yön kazandırır. Bununla birlikte stratejik yönetim, niteliksel ve niceliksel bilginin düzenlenip, belirsiz şartlar altında etkili karar verebilme yaklaşımı olduğuna göre bu kararlar, inisiyatifi kararlarla karşılaştırıldığında kişiye yaratıcı ve sezgisel düşünce yollarını açmaktadır. Sezginin bazen göz önüne alınması gereken özel, soyut faktörleri de açığa çıkartabileceği bir gerçektir (Pamuk vd.,1997: 25). Stratejik yönetim, kişiye çevreyi değerlendirme ve geleceği tahmin etme imkanı vererek, nasıl davranacağı ve ne gibi tedbirler alacağı konusunda hazırlık yapma fırsatı sağlar. Fırsat ve tehditleri izleme imkanı, tüm faaliyetler arasında eşgüdüm ve uyum sağlanarak her bir adımın bir başka adımı desteklemesi temin edilir.

Stratejik yönetimin yararları ile ilgili olarak söylenenler, kişisel stratejik yönetim içi de aynen geçerlidir. Bu yararlar kişisel stratejik yönetim ile uyarlanarak şu şekilde verilebilir (Güçlü, 2003: 75):

 Stratejik yönetim değişen durumları önceden sezmek için kişiye fırsat verir.
 Stratejik yönetim, açık amaçlar ve yönelimler sağlar.
 Stratejik yönetimde araştırma, sürecin yöneticilere yardım edebilmesi için ilerleme sağlar.
 Stratejik yönetimi yerine getiren işler daha etkilidir.
 Stratejik yönetim, hayatla ilgili tüm kararlarını düzenlemeye imkan verir.
 Stratejik yönetim, bir kişinin temel problemlerini araştırmada yardım eder.
 Stratejik yönetim, kişinin iletişimini, projelerinin koordinasyonuna, kaynaklarının tahsisine ve bütçe gibi kısa süreli planlamanın gelişmesine yardım eder.

Bu bağlamda TKY anlayışını özel yaşama taşımaya kendimizden ve evimizden başlayabiliriz. Yaşam içinde sürekli gelişmenin önemini kavrayan insan, kendini çeşitli açılardan, belki yavaş ama sürekli geliştirmeye çalışabilir (Dökmen, 2000: 334)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder